Karagöz ile Hacivat misafir ağırlama

Karagöz misafir oturmak

Karagöz ile Hacivat misafir ağırlama

Misafiri sevmeli,
Ona hürmet etmeli…
Sonra Allah’a dönüp
Bereket dilemeli…

Hizmette kusur etme,
Sakın ola bekletme.
Su ile yemeğin ver,
Gerisini dert etme

Yar bana bir eğlence medet!..
Aman bana bir eğlence medet!..

Karagöz misafir

Misafir: Tak tak tak!..
Karagöz: Kim o?
Misafir: Misafir.
Karagöz: Eee buyur ne istiyorsun?
Misafir: Misafir dedik ya!.. Bu yağmurda dışarıda kaldım. Eğer kabul ederseniz misafiriniz olurum.
Karagöz: Sucuk gibi ıslanmışsın. Eh, ne yapalım, haydi geç bakalım. Şöyle kendine bir köşe bul da kıvrıl…
Zevce: Efendi, efendi! Ne diye cimrilik ediyorsun ki? Bir lokmacık ikramdan ne çıkar ki?

Karagöz misafir oturmak

Karagöz: Vay, vay, vay!.. Haydi git hayvanların sütünü sağ. Sonra yarım tabak sütün içine, şu bayat ekmekleri doğrayıp misafire ikram edelim. Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.
Zevce: Şu bizim bey amma cimrilik ediyor. Bırakmadın ki, garibim yolcuya, şöyle işe yarar, dişinin kovuğunu dolduracak bir misafir yemeği ikram edelim.
Karagöz: Vay, vay, vay! Doğru söylüyor olabilirsin. İyisi mi ben bakkala gideyim de, şu misafire ikram edecek yiyecekler alayım.
Hacivat: Vay Karagöz’üm!.. Bakkalda ne arıyorsun?
Karagöz: Helva, pastırma gibi şeyler alıyorum. Misafirimiz var da…
Hacivat: Aa, öyle mi çok iyi, çok iyi… Misafire ikramda bulunmak ne güzel. Atalarımız ne demiş! Misafir bereketi ile gelir, değil mi?
Karagöz: Buyrun efendim buyrun. Şu pastırmalı fasulyeden ve köftelerden de yiyiverin. Yemekten sonra karpuzumuzu da afiyetle yer üstüne de kahvelerimizi içeriz.
Misafir: Allah razı olsun, Karagöz Efendi. Pek de misafirpervermişsiniz. Yaptığınız ikram ve hürmetle bendenizi mahcup ettiniz.

Karagöz zevce

Karagöz: Yok canım. Ben denize “cup!” diye atlamam, genellikle çivileme dalarım.
Misafir: Ayrılık vakti geldi çattı. Şimdi yola çıkma zamanı. Hakkını helal et Karagöz’üm. İnşallah bir daha görüşürüz.
Karagöz: İnşallah… İnşallah bir dahaki sefere güreşiriz elbet. Şimdi sen sağlıcakla var git, yola koyul.
Misafir: Vay be!.. Demek ki bunların âdetinde misafir ile güreşmek de varmış…
Zevce: Koş, efendi koş! Bak bu akşam hayvanlar ne kadar çok süt verdi. Tencereler dolup dolup taşıyor. Tencere, kazan yetiştiremiyorum.
Karagöz: Vay, vay, vay!.. Nasıl iş anlamadım. Otlak aynı otlak, hayvanlar aynı hayvan. Demek ki gelen misafir, gerçekten de bereketiyle gelirmiş.
(…)
Suat KARADAĞ

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir