Duyu organlarımız ve görevleri nelerdir?

Beş duyu organı

Duyu organlarımız ve görevleri nelerdir?

 

Duyu organlarımız çevremizi algılamamızı ve keşfetmemizi sağlar. Beş duyumuz vardır. Bunlar; görme, duyma, koklama, tatma ve dokunmadır.

Görme Organımız: Göz

Gözler vücudumuzun dışarıya açılan pencereleridir. Gözlerimiz çevremizdeki varlıkları görmemizi sağlayan duyu organımızdır.

Gözlerimiz ile çevremizdeki varlıkların şeklini, büyüklüğünü, rengini ve yerini algılarız.

Gözlerimiz göz çukurunda bulunur. Böylece gözlerimiz, çeşitli darbelere karşı korunur. Kaş, kirpik, göz kapakları gözün görme görevini yerine getirmesinde ve korunmasında yardımcıdır.

Bazı hayvanlar çok iyi görme duyusuna sahipken bazıları değildir.

Köstebeğin görme duyusu çok gelişmemiştir. Köstebek görme duyusu yerine koklama duyusunu kullanır.

Aslanların görme duyusu çok gelişmiştir. Gelişmiş görme duyusuna sahip hayvanlar avlarını avlarken bu duyusunu kullanır.

İnsanlar farklı göz rengine ve şekline sahiptir.

Göz sağlığını korumak için neler yapmalıyız?

Görme duyu organımız gözlerimizdir. Gözlerimiz çevremizdeki varlıkların şeklini, rengini, büyüklüğünü ve yerini anlamamızı sağlar. Bu önemli organımızın sağlığını korumamız gerekir.

Göz sağlığımızı korumak için uygun uzaklıktan okuyup izlemeliyiz. Yazı yazma ve kitap okuma mesafesi 30-40 cm, televizyon seyretme uzaklığı 3-4 metreden az olmamalıdır.

Gözlerimiz en hassas duyu organımızdır. Tozdan, kirden korumalıyız. Ellerimizin temizliğinden emin değilsek ellerimizle gözlerimize dokunmamalıyız.

Güneş’e ve parlak ışığa çıplak gözle bakmamalıyız. Dışarıya çıkarken Güneş’in zararlı ışınlarına karşı güneş gözlüğü kullanmalıyız.

Bilgisayar ekranına uzun süre bakmak gözlerimizin yorulmasına ve göz kuruluğuna yol açabilir. Bunun için uzun süre ekrana bakmamalıyız.

Sağlıklı beslenmeye özen göstermeliyiz. Havuç gibi göz sağlığımıza iyi gelen sebze ve meyveleri tüketmeliyiz.

Gözlerimizde ağrı, yanma, kaşıntı gibi sorunlar varsa veya görmede problem yaşıyorsak göz doktoruna muayene olmalıyız.

Gözlük nasıl icat edildi?

Salvino d’Armate (Salvino Di Artmato) ışıkla deney yaparken gözüne zarar verdi. Bu yaralanma sonrası burnunun üzerine yerleştirdiği mercekleri denedi. Çerçeve içine yerleştirilmiş mercekler sayesinde nesneleri daha büyük görmenin mümkün olduğunu keşfetti. Böylece gözlük icat edilmiş oldu. Daha sonra Edward Scarlett (Edvırd Skarlet) sabit gözlük sapını yaptı. Böylece gözlüğün gözümüzde daha rahat durması sağlanmış oldu. Günümüzde görme problemlerinin çözümü ve güneşten korunmak amacıyla değişik gözlükler tasarlanmıştır.

Duyma Organımız: Kulak

Çevremizdeki sesleri işitmemizi sağlayan duyu organı, kulaklarımızdır. Çevremizdeki insanların, hayvanların, eşyaların ve pek çok varlığın çıkardıkları sesleri kulağımız yardımıyla algılarız.

Kulaklarımız yardımıyla pek çok sesi duyabilir, pek çok sesi birbirinden ayırt edebiliriz.

Ulaşım araçlarının, iş makinelerinin çıkardığı yüksek sesler ve gürültülü ortamlar rahatsız edicidir.

Kuş sesi, müzik sesi ve deniz dalgalarının çıkardığı sesler insana huzur verir.

Bazı hayvanlar insanların duyamadığı sesleri duyabilir.

Baykuşun görme ve işitme duyuları son derece hassastır. Baykuş tarlada dolaşan bir farenin kalp atışını bile duyabilir.

Yarasa, güçlü işitme duyusu sayesinde avını yakalama konusunda üstün yeteneğe sahiptir.

İnsanlar, birbirinden farklı pek çok sesi duyabilir. Ancak bir sineğin veya kelebeğin kanatlarının çıkardığı sesi duyamaz.

Steteskop nasıl icat edildi?

Doktorlar iç organların sesini dinlemek için “stetoskop” adında bir alet kullanırlar.

René Laennec (René Lânek) stetoskopun mucididir. 1816 yılında bir defteri rulo haline getirip bir ucunu hastanın göğsüne ve diğer ucunu da kendi kulağına koymuştur. Bu şekilde kalp sesinin arttığını fark etmiştir. Kısa zamanda icadını mükemmel hale getirmiştir.

Kulaklarımız sayesinde sesin yönünü ve yakından mı uzaktan mı geldiğini anlayabiliriz.

Kulak Sağlığını korumak için neler yapmalıyız?

Kulağımız işitme duyu organımızdır. Kulak sağlığımızı koruyalım.

Gürültülü ortamlar insanları rahatsız eder ve kulak sağlığına zarar verir. Bu durum işitme kaybına yol açabilir. Gürültülü ortamlardan uzak durmalı ve yüksek sesle müzik dinlememeliyiz.

Kulağımızı temizlerken dikkat etmeliyiz. Kulak çubukları kulağımızın dışındaki kıvrımlı yerleri temizlemek içindir. Kulağın içine sokulması kulağımızın iç yapısına zarar verebilir. Bunun yerine bir pamuk yardımıyla kulağımızı kurulayıp dışarıya çıkmış kulak kirini kulağa zarar vermeden temizleyebiliriz.

Sert ve sivri cisimleri kulağımıza kesinlikle sokmamalıyız. Ayrıca kulaklarımızı darbelerden korumalıyız.

Kulağımızda ağrı, akıntı olduğunda veya işitme kaybı hissettiğimizde durumu büyüklerimize söyleyip mutlaka doktora görünmeliyiz.

Kulaklarımızı soğuktan korumak için bere takabiliriz.

Biyonik kulak

Biyonik Kulağın Öyküsü

Biyonik kulağı 1978 yılında Avustralyalı doktor Graeme Clark (Graen Klark) icat etmiştir. Biyonik kulak işitme kaybı olanlar için özel bir işitme cihazıdır. Bu cihazın bir bölümü deri altına, diğer bölümü de kulak dışına yerleştirilir.

Koku Alma Organımız: Burun

Beş duyu organımızdan biri olan burnumuz koku alma ve solunum organımızdır. Burnumuz yardımıyla çevremizdeki pek çok farklı kokuyu alabiliriz. Fırında pişen yemeği, çiçeği, soğan ve pek çok varlığı kokusundan ayırt edebiliriz.

Bazı hayvanların koku alma yetenekleri çok gelişmiştir.

Kutup ayıları, buz üzerinde yiyecek aramak için kendine doğru esen rüzgârı koklayarak çok uzaktaki avının kokusunu alabilir.

Eğitilmiş bir polis köpeği, binlerce kişi arasından aranan kokuya sahip kişiyi ya da maddeyi bulabilir.

Güzel kokular hoşumuza giderken kötü kokular rahatsız eder.

Burnumuz ayrıca havayı süzer, ısıtır ve nemlendirir.

Burun Sağlığını korumak için neler yapmalıyız?

Koklama duyu organımız olan burnumuzun pek çok görevi vardır. Burun sağlığına dikkat edilmelidir.

Bulunduğumuz ortamın havasının temiz olmasına dikkat etmeliyiz.

Solunum yaparken havadaki tozlar burunda katılaşarak burun kirini meydana getirir. Burun sağlığı için burnumuzu temiz tutmalıyız.

Ne olduğunu bilmediğimiz maddeleri kesinlikle koklamamalıyız.

Burun yoluyla aldığımız havanın içindeki tozlar, burun kıllarımız tarafından tutulur ve soluduğumuz hava temizlenmiş olur. Burun kıllarımızı kesinlikle koparmamalıyız.

Burun kanamalarında burun deliklerinin üst kısmını hafifçe sıkmalıyız. Başımızı arkaya veya öne eğmemeliyiz. En yakın sağlık kuruluşuna gitmeliyiz.

Tat Alma Organımız: Dil

Dilimiz yardımıyla birbirinden farklı tatları kolaylıkla ayırt edebiliriz.

Besinlerin tadının alınmasında tükürüğün de önemli görevi vardır. Dilimizin tat almaktan başka görevleri de vardır. Dil; besinlerin çiğnenmesine ve yutulmasına yardım eder. Ayrıca konuşmaya da yardımcıdır.

Bazı balıklarda tat alma duyusu dudaklarda, bazılarında yüzgeçlerde, bazılarında ise kuyrukta bulunur.

Tat alma ve koklama duyularımız birlikte çalışır.

Nezle olduğumuzda koku alamadığımız için yemeğin tadını da alamayız. Güzel kokan yemeğin genelde tadı da güzel olur. Burnumuz dilimizden çok daha duyarlıdır. Burnumuz kapalıyken tatları ayırt etmek çok zordur. Bunun nedeni, koklamanın ve tat almanın aynı anda olmasıdır.

Dil Sağlığını korumak için neler yapmalıyız?

Tat alma organı olan dilimizdir; yiyecekleri çiğneme ve yutma işlemlerinde yardımcıdır. Ayrıca konuşmaya da yardımcıdır. Dilimizin sağlığını korumalıyız.

Diş temizliğimiz sırasında dil temizliğimizi de ihmal etmemeliyiz. Yiyecek artıkları, sadece dişte değil dilde de birikir ve düzenli temizlenmesi gerekir.

Ne olduğunu bilmediğimiz yiyeceğin ve içeceğin tadına kesinlikle bakmamalıyız.

Çok sıcak, soğuk, acı, tuzlu, asitli yiyecek ve içecekler tüketmemeliyiz.

Dilimizde herhangi bir şişlik, kızarıklık veya yara olması halinde sağlık kuruluşuna gitmeliyiz.

Dokunma Organımız: Deri

Vücudumuzun dış katmanı olan deri, dokunma duyu organımızdır.

Çevremizdeki nesnelerin pek çok özelliğini derimiz ile algılarız. Suyun sıcak veya soğuk olduğunu ayrıca cisimlerin sert, yumuşak, düz, pürüzlü, pürüzsüz olmalarını onlara dokunarak anlarız.

Derimiz tüm vücudumuzu koruyucu bir örtü gibi kaplar. Mikropların vücudumuza girmesini önler. Zararlı maddeleri ter yoluyla dışarı atarak boşaltımımıza yardımcı olur. Ayrıca Güneş’in zararlı etkilerinden korur ve aşırı su kaybetmemizi önler.

Deri tabakasının altındaki yağ, vücudumuzu sıcak tutar ve darbelere karşı korur. Burada bulunan ter bezleri boşaltıma yardımcı olur. Derimizin kalınlığı vücudumuzun çeşitli yerlerinde farklı farklıdır. Örneğin göz kapaklarımızda ince, ayak tabanımızda kalındır.

Derideki bölümlere göre duyarlılığımızın farklılık gösterdiğini biliyor muydunuz? Derimiz küçük alıcılarla doludur. Kolumuzun ön kısmı gibi vücudumuzun bazı yerlerinde bu alıcılar daha azdır. Parmak derilerimiz çok fazla alıcıya sahiptir.

Deri Sağlığını korumak için neler yapmalıyız?

Deri, vücudumuzu kaplar ve bizi dışarıdan gelecek zararlara karşı korur. Aynı zamanda vücut ısısını ve su dengesini korur. Çeşitli zararlı maddelerin ter yoluyla vücuttan atılmasını sağlar. Dokunma duyu organımız olan derimizin sağlığını koruyalım.

Derimizin sağlıklı olarak görev yapabilmesi için düzenli banyo yapmamız gerekir.

Zarar verici maddelere; kesilme, ezilme, yaralanma ve yanma gibi durumlara karşı dikkatli olup derimizi korumalıyız.

Güneş’ten gelen bazı ışınlar derimize zarar verir. Uzun süre Güneş altında kalmamaya dikkat etmeliyiz.

Derimizde şişlik, kızarıklık, yara, kaşıntı gibi durumlar olduğunda cilt doktoruna gidip muayene olmalıyız.

İlk güneş kremi ne zaman bulundu?

Güneş kremi, Güneş’in zararlı ışınlarından korumak için vücuda sürülen krem veya losyondur. İlk güneş kremi 1936 yılında Fransa’da Eugene Schueller (Yujin Şeller) tarafından bulunmuştur.

Çevremizdeki maddelerin rengi, şekli, kokusu, tadı, yumuşaklığı gibi pek çok özelliğini duyu organlarımızla hissederiz. Her birinin çok önemli görevleri vardır. Onların sağlığını korumalıyız.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir