Komşularımızla ilişkilerimiz nasıl olmalı?
Komşularımızla ilişkilerimiz nasıl olmalı?
Bayramlarda, düğünlerde ve bazı özel günlerde komşularımızla yardımlaşırız.
Bazen alışveriş için yeteri kadar zaman bulamayabiliriz. Böyle durumlarda evimizin acil bir ihtiyacını komşularımızdan isteyebiliriz.
Bir arada, toplu halde yaşamak durumunda olan insanların huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamlarını devam ettirmeleri için, birlerine saygı ve sevgi göstermeleri gerekir. İşte bu noktada komşuluk ilişkileri önemle ortaya çıkmaktadır.
Eski insanlar komşuluk konusunda konuştuğunda içten bir ah çekerek, o eski komşulukları özlemle ararlar. Demek ki, eskiden komşuluk ilişkilerimiz daha iyiymiş. Çünkü günümüzde, özellikle de büyük şehirlerde, kültürümüzden gelen o güzel komşuluklar kalmadı.
Evimizde pişirdiğimiz kek, börek, tatlı ve yöresel yemeklerimizi komşularımızla paylaşırız. Bu paylaşımlar birbirimize olan sevgi ve saygımızı artırır.
Komşularımız bir zorlukla karşılaştığında onlara yardım etmeliyiz. Örneğin pazardan dönen komşumuza aldıklarını taşımakta yardımcı olabiliriz.
Komşularımızın çocukları ile arkadaşlık yaparız. Birlikte oyunlar oynar, güzel vakitler geçiririz.
Komşularımızla ilişkilerimiz önemlidir. Onlarla vakit geçirmek, sohbet etmek, yardımlaşmak komşuluk ilişkilerini güçlendirir.
Komşularımızla karşılaştığımızda selamlaşırız. Birbirimizin hatırını sorarız. İyi komşularımızın olduğunu bilmek kendimizi güvende hissetmemizi sağlar.
Komşu kimdir?
Komşu, evimizin, iş yerimizin, tarlamızın, ilimizin, ülkemizin yan yana olduğu, çeşitli vesilelerle ilişkilerimiz olan kimselerdir.
Ailemizden sonra en yakın çevremizi komşularımız teşkil etmektedir. Komşuluk sadece site ve apartmanda oturanlar arasında değil iş yerleri, köy ve kasabalarda da yaşanabilmektedir. Komşuluk ilişkileri aile ilişkilerinden sonra en yakın sosyal çevreyi temsil etmektedir. Şehirleşmenin artması ve hayatın zorlukları, insanları bir arada yaşamaya zorunlu tutmuştur. İnsanlar bir arada yaşarlarken birbirleri ile dayanışma içinde olmalıdırlar. Komşuluk töre ve geleneklere göre toplumumuzda çok önemli bir yer tutar. Bu kadar yakınımızda olan ve bizim için çok önemli olan komşularımız, sevinçlerimize de, üzüntülerimize de ortak olurlar.
Ekmeğimiz bittiğinde ve bir ihtiyacınız olduğunda, en yakınınızdaki komşunuzun kapısını çalarsınız. Hasta olduğumuzda, acil bir durumda ailemizden ve akrabalarımızdan önce bize en yakın olan kişiler komşularımızdır.
Güzel değerlerini yüce dinimizden alan kültürümüz komşuluk ilişkilerine çok büyük değer verir. İnsana hem dünya, hem de ahiret mutluluğunu sunan kitabımız Kur’anı Kerim, bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve maliki bulunduğunuz kimselere iyilik ediniz” (Nisa suresi ayet 36)
Dikkatle bu ayeti kerimeyi tahlil edersek günlük hayatımızda ilişkide olduğumuz birçok kişi sayılmış, huzurlu bir hayat için de adeta olmazsa olmazlar sıralanmıştır.
Öncelikle bizim bu dünyadaki varlık sebebimiz ve en önemli görevimiz, Allah’ı Rabb olarak tanımamız, O’na kullukta kusur etmememiz ve O’na hiçbir şekilde ortak kabul etmememiz gerektiğidir.
Ayette vurgulanan diğer bir konu da, bu dünyaya gelişimize vesile olan ve üzerimizde çok hakları olan anne ve babamıza yardımcı olmak, onları sevmek, onlara iyilikte bulunmak da önemle üzerinde durulması gereken bir konudur.
Ergenlik çağına gelmeden, babası ölene yetim, anası ölene de öksüz denir. Bu durumdaki çocuklar hak ve menfaatlerini koruyamazlar. Onun için zayıf olan yetimlere yardımcı olmak, onların varsa mallarını yine onların menfaatleri için korumak veya mallarını onların menfaatlerinin gerektirdiği gibi çalıştırmak da yetimlerin, öksüzlerin vasilerinin veya yakınlarının üzerindeki haklarıdır.
Bu dünyanın imtihan yeri olması hasebiyle Yüce Allah kimi insanları zengin, kimisini fakir, kimisini sağlam kimisini hastalıklı yaratmıştır. Müslüman da, her halükarda imtihanın bilinciyle Allah’ın rızasına göre hareket eder. Bu çerçevede imkânı olan, hali vakti yerinde olan kişiler yoksullara, muhtaçlara da imkânları ölçüsünde yardımcı olmalıdırlar.
Komşularımızın kıymetini bilmeli ve onları her gördüğümüzde gülümseyerek selam vermeliyiz. Onlar ilk etapta soğuk davransa da, göreceksiniz buzlar kırılacak, samimiyet, sevgi ve iyi ilişkiler zamanla artacaktır.
2016 ocak 20 mersinde doğdum
çok iyi yazılmış bir duadır bu kim yazdıysa eline koluna sağlık
Saçlarımız ne modeline örnektir
KELOĞLAN İLE NASREDDİN HOCA Keloğlan kasabaya tavuk satmaya gitmiş. Pazara gelince elindeki iki tavuğa müşteri aramaya başlamış. Adamın biri tavuklara…
Çok güzel olmuş