İstiklâl Marşı’nda geçen kelimelerin anlamı

İstiklâl Marşı’nda geçen kelimelerin anlamı nedir?
Afak : 1. Ufuklar, dört bir taraf 2. Gök kenarları, gökle yerin birleşir gibi göründüğü yerler. Mecazi: Görüş ve dönüş sınırları.
Akın : 1. Düşman ülkesine daha çok kaynakları vurmak, halka psikolojik tesirde bulunmak, düşman silahlı birlikleri şaşırtmak gibi maksatlarla yapılan ani ve geçici hücum. 2. Motorlu birlikler ya da bindirilmiş piyadelerin düşman arazisine veya düşman ordusu gerilerine yaptığı taarruzi hareket. 3. Akarcasına hızlı hareket. 4. Arkası kesilmemecesine gelen kalabalık. 5. Saldırı.
Al : Kırmızı.
Arş : Gökyüzü. İslam dini inanışına göre göğün en yüksek katı. 1. Taht, çatı, çadır. 2. Yüksekliği sebebiyle bütün cisimleri içine alan ve Allah’ın istiva ettiği şey. 3. Allah’ın kudret ve azametinin göründüğü dokuzuncu kat, gök, göğün en yüksek katı.
Ata : 1. Baba. 2. Dedelerden ve büyük babalardan her biri.
Bent: 1. Bağlam 2. Gazete yazısı. 3. Bağ, rabıt. 4. Kanun maddesi; kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm. 5. Suyu biriktirmek için önüne yapılan set, büğet. 6. Akarsuların önüne yapılan set, baraj.
Canan : 1. Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kadın, sevgili. 2. (tasavvufta Allah)
Celâl : 1.Ululuk, büyüklük, azamet, asabiyet. 2. Allah’ın (kahhar, cebbar, mütekebbir) gibi sertlik ve büyüklük ifade eden sıfatları 3. Hışım, kızgınlık, öfke. 4. Erkek adı.
Cerîha : Cerih: yaralanmış, yaralı. Ceriha: Yara.
Cüda : 1. Ayrı kalmış, ayrılmış, uzak düşmüş. 2. Ayrılık, ayrı düşme.
Çehre : Yüz, sima.
Ebed : 1. Sonsuz zaman. 2. Çok uzun bir süre. (kıyamete kadar.)
Ebedî : Sonu belli olmayan, sonsuz.
Emel: Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek, arzu.
Engin : 1. Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, 2. Denizin kıyıdan çok uzakta bulunan geniş bölümü, açık deniz.
Ezel: 1. Başlangıcı olmayan geçmiş zaman, öncesizlik 2. Ruhların yaratıldıkları zaman. 3. Başlangıcı belli olmayan.
Garp : 1. Güneşin battığı taraf, günbatısı. 2. Memleketimizin yönüne göre Avrupa, Batı
Hakk : 2. İlah, Yaratıcı, Allah. 2. Allah’ın 99 isminden biri
Hayâ : 1. Utanma, sıkılma 2. Ar, namus, edep. 3. Allah korkusu ile günahtan kaçınma. 4. Erbezi. 5. Utanma duygusu.
Hilâl : Bayrak 1.Ara aralık. 2.Yeni ay birkaç günlük ay
ayça
Gencay.3.İslamiyet’in sembolü olmuştur.4.Tırnağın dibindeki beyaz kısım. 5.Eskiden yeni okumaya başlayan çocukların harfleri göstermek için kullandıkları küçük ve sivri uçlu değnek.6.Kürdan.7.Kaş.8.Bir lüle suyun almış dörtte biri.8.Sevgili.
Hüda : 1. Allah, İlah, Yaratıcı. 2. Sahip, efendi.
Hürriyet : Bağımsızlık, özgürlük.
Irk : 1. Soy, ced 2. İnsan ırk çeşitleri (Siyah, beyaz, sarı ırklar.) 3.Millet, halk, ulus.
İstiklâl : 1. Kimseye bağlı olmama, kendi başına olma, müstakil olma. 2. Az bulma. 3. Özgürlük, bağımsızlık.
İzmihlal : Yıkılma, mahvolma, çökme, alçalma, yok olmak, esarette olma durumu.
Korkma : İstiklâl Marşı’nda bu kelime, endişe etme, şüphe etme anlamlarında kullanılmıştır.
Mabet : 1. Toplu olarak ibadet edilmek için yapılmış yer, ibadethane, tapınak. 2. Putperestlerin bir ilah adına yaptıkları tapınak.
Medeniyet : 1. Uygarlık. 2. Gelişmişlik seviyesi.
Millet : 1. Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan; aralarında dil, tarih, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus. 2.Benzer özellikleri olan herhangi bir topluluk. 3. Bir yerde bulunan kimselerin bütünü herkes.
Mücerred : 1. Cisim halinde bulunmayan. 2. Yalnız, tek, tecrit edilmiş. 3. Saf, halis. 4. Çıplak, yalın. 5. Evlenmemiş, Bekâr. 6.Yalın hal. 7. Yalnız, ancak.
Naaş : 1. İçinde ceset bulunan tabut. 2. Gömülmeye hazır cenaze. 3. Ceset.
Namahrem: 1. Şeri bakımdan mahrem olmayan, evlenmeleri şeran mümkün olan, bir kadının yakını bulunmayan erkek. 2. Yabancı.
Nazlı : 1. Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, işveli, edalı. 2. Üstüne titrenilen, değer verilen, sevgili. 3. Özen isteyen, nazik.
Ocak : 1. Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma gibi amaçlarla kullanılan yer. 2. Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla veya taştan yapılmış, bacası olan yer, şömine. 3. Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet. 4. Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb. yapıldığı yer. 5. Yer üstünde veya yeraltında cevher çıkarılan yer. 6. Bahçelerde ve bostanlarda her tür meyve ve sebze ekimine ayrılmış, çevresinden biraz yükseltilmiş toprak. 7. Bir şeyin en çok yapıldığı veya bulunduğu yer. 8. Aynı amaç veya düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer. 9. (bazı deyimlerde) Ev, aile, soy. 10. Birey
Ruh-ı Mücerred : Yalnız, saf ruh.
Sancak : 1. Alay bayrağı 2. Bayrak, liva 3. Çoğunlukla askeri birliklere verilen yazı işlemeli, kenarları saçaklı ve gönderli bayrak. 4. Osmanlı yönetim teşkilatında illerle ilçeler arasında yer alan yönetim bölümü, mutasarrıflık. 5. Gemilerin sağ yanı.
Secde : Namaz kılarken alnı, el ayaklarını, dizleri ve ayak parmaklarını yere getirerek alınan durum.
Serhad : Hudut, sınır, sınırbaş; iki devlet arasındaki sınır boyu. (Serhatli: Osmanlı devletinde sınır boylarında vazifeli bir sınıf asker.
Şafak : 1. Gurubdan sonraki alacakaranlık 2. Güneş doğmadan önceki alacalık. (Gurub: Bir gök cisminin batıda görünmez olması, batması.) 3. Güneşin batışından sonra ufukta beliren kızıllık. 4. Güneşin doğuşundan önceki alacakaranlık, fecir.
Şahadet : 1. Şahitlik etme, şahitlik, tanıklık. 2. Açık belirti. 3. Şehit olma, şehitlik. 4. İslam’ın şartlarından olan kelime-i şahadet.
Şan : 1. Ün, şöhret. 2. Hal, durum. 3. Debdebe, gösteriş, haşmet. 4. Yüksek makam, rütbe.
Şüheda: Şehitler.
Tapmak : 1. Allah’ı ilah kabul edip tanımak, kulluk etmek. 2. Mecazi: Tutku ile sevmek, bağlanmak.
Ulumak : 1. (köpek, çakal, kurt vb.) Uzun iniltili, ağlar gibi bir ses çıkarmak. 2. (insan) İniltili ses çıkararak boğuk boğuk ağlamak.
Ulusun : Ulu- fiilinin emir çekimi, 2. tekil kişi.
Vaat : 1. Söz verme, üstüne alma 2. Yapılmasına söz verilen şey.
Va’detmek : Söz vermek.
Vatan : Yurt
Vecd : 1. Şiddetli dini duygu ve heyecan hali; coşma, kendinden geçme, istiğrak. 2. İlahi aşkın doğurduğu heyecan Hali. 3. Kendini kaybedecek şekilde hislenme.
Yurt : 1. Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası; vatan. 2. İnsanın doğup büyüdüğü, yaşadığı yer, memleket. 3. Mecazi: Bazı nitelik veya değerleri taşıyanların çok bulunduğu yer, diyar. 4. Bir gurup insanın oturduğu, yetiştirildiği veya bakıldığı yer. 5. Bir şeyin ilk veya çok yetiştirildiği yer, vatan. 6. Kalacak, barınacak yer. 7. Toplu olarak iş öğretilen yer. 8. Hastaların tedavi edildiği yer. 9. Sahip olunan arazi, emlak. 10. Yörüklerin yazın veya kışın oturdukları yer. 11. Göçebe Türklerin oturduğu çadır.
Bunları yapmayın ben bir öğretmenim,çocuklar buradan yaparlarsa ödevlerini ,biz öğretmenlerin ödev vermesine gerek yok. Akıllı tahtadan açıp okuduruz.
acaba sew oldunuz mu?
Teşekkürler Gamze hanım :)
Harika bir şiir kaleminize Maaşallah
Teşekkürler :))