İlahi kitaplar nelerdir, neden gönderilmiştir ve ilahi kitaplara iman nedir?

Kur'an-ı Kerim

İlahi kitaplar nelerdir, neden gönderilmiştir ve ilahi kitaplara iman nedir?

Yüce Allah (c.c.), peygamberler aracılığı ile insanlara mesajlar göndermiştir. Bu ilahî mesajların yer aldığı yazılı metinlere ilahî kitaplar denilmektedir. Bu kitaplar insanları hem dünyada hem de ahirette mutlu kılmayı amaçlamaktadır.

Sayfalar hâlinde gönderilen ilahî kitaplara “suhuf” denilmektedir. Kur’an-ı Kerim’de bazı peygamberlere suhuf verildiği belirtilmiştir. Ancak bu kitapçıklar günümüze kadar gelememiştir.

İlahî kitaplar yalnızca Allah’a (c.c.) inanmayı, ona kulluk etmeyi ve ahlak ilkelerine uymayı öğütlemiştir. Bu kitaplarda Allah’a (c.c.), insanlara ve diğer varlıklara karşı olan sorumluklar üzerinde durulmuştur.

İslam dini, yalnızca Kur’an’a değil, Allah (c.c.) tarafından daha önce indirilen ilahî kitaplara da inanmayı emretmiştir. Bakara suresinin 4. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar sana indirilene de senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar.”

Allah Niçin Vahiy Göndermiştir?

“Vahiy” ne demektir?

Allah’ın (c.c.) peygamberlere gönderdiği mesajlara vahiy denilmektedir. Allah (c.c.); insanların, dünyada ve ahirette huzurlu ve mutlu yaşamalarını sağlamak amacıyla peygamberler aracılığıyla vahiy göndermiştir. Peygamberler de bu vahyi insanlara bildirmişlerdir.

Yüce Allah (c.c.), insanlar yanlış inançlara yönelmesinler diye vahiy göndermiştir. İnsanlar peygamberlere gelen vahiy sayesinde doğru yolu bulmuşlar ve Allah’ı (c.c.) doğru tanımışlardır. Allah’ın (c.c.) elçileri, ondan başkasına
kulluk edilmemesini istemişlerdir. Peygamberler, insanları her şeyi yaratan Allah’a (c.c.) ibadet etmeye davet etmişlerdir.

İlahî kitaplar, ahlaklı ve erdemli yaşamanın ilkelerini öğretir. Bu sayede vahye inananlar; hak, adalet, iyilik, yardımlaşma ve doğruluk gibi değerlerin güzel olduğunun farkına varmışlardır. Haksızlık, cehalet ve ikiyüzlülük
gibi davranışların da kötü olduğunu anlamışlardır.

İnsanlar arasında görüş ayrılıkları, ilahî kitaplar sayesinde çözülmüştür. Bir ayette bu durum şöyle dile getirilmiştir: “Biz bu kitabı sana sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da doğru yolu göstersin ve rahmet olsun diye indirdik.” (Nahl suresi, 64. ayet.) Ayrıca Allah (c.c.) vahiy göndererek insanların, “Bizler bilmiyorduk.” veya “Eğer bize de ilahî kitap gelmiş olsaydı biz de doğru yolda olurduk.” gibi bahanelerinin önüne geçmiştir. (En’âm suresi, 156, 157. ayetler.)

İlahî Kitaplar nelerdir?

İlahî kitaplar, Allah’ın (c.c.) peygamberlere vahyettiği kitaplardır. İlahî kitaplarda; doğru, iyi, yararlı ve güzel davranışların neler olduğu belirtilmiştir. Onların içinde ilahî buyruklar, öğütler ve haramlar bildirilmiştir. Bu kitaplar kişinin kendisine, ailesine ve topluma karşı sorumluluklarını içermektedir. Bütün peygamberler Allah’tan (c.c.) vahiy almışlardır. Bu vahiy, bazen “suhuf” hâlinde, bazen de bir kitap olarak gönderilmiştir. Dört ilahî kitap
vardır. Bunlardan Tevrat Hz. Musa’ya (a.s.), Zebur Hz. Davut’a (a.s.), İncil Hz. İsa’ya (a.s.), Kur’an-ı Kerim de Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Ayrıca Hz. Âdem’e (a.s.) on, Hz. Şit’e elli (a.s.), Hz. İdris’e (a.s.) otuz ve Hz. İbrahim’e (a.s.) ise on sayfa verilmiştir. Allah (c.c.) tarafından gönderilen bütün bu vahiyler arasında öz itibariyla bir fark yoktur.

Kur’an-ı Kerim, 610 yılının ramazan ayında indirilmeye başlanmıştır. 13 yıl Mekke’de, 10 yıl Medine’de olmak üzere 23 senede tamamlanmıştır. Genel olarak Mekke’de inen ayetler inanç ve ahlaktan, Medine’de inen ayetler ise ibadet ve insanlar arasındaki ilişkilerden bahseder.

Tevrat, Hz. Musa’ya (a.s.) verilen ilahî kitabın adıdır ve onun konuştuğu dil olan İbraniceyle indirilmiştir. Günümüzde diğer dillere de çevrilmiştir.

Zebur, Yüce Allah’ın (c.c.) Hz. Davut’a (a.s.) verdiği kitabın adıdır. Kur’an’da bu konuda şöyle buyrulmuştur: “…Davut’a da Zebur’u verdik.” (Nisâ suresi, 163. ayet.) Zebur, Tevrat’tan sonra gönderilmiştir.

İncil, Yüce Allah (c.c.) tarafından Hz. İsa’ya (a.s.) verilmiştir. Bugün Hristiyanların çoğunun kabul ettiği İnciller dört tanedir. Bunlar “Matta, Markos, Luka ve Yuhanna”dır.

Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’ın (c.c.) gönderdiği ilahî kitapların sonuncusudur. Son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Arapça olarak indirilmiştir. Yûsuf suresinin 2. ayetinde şöyle buyrulur: “Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.” Günümüzde Kur’an, bütün dünya dillerine çevrilmiştir.

Kur’an’da inanç, ibadet ve ahlak ilkelerinin yanı sıra ibret alınacak tarihî olaylara da yer verilmektedir. Ayrıca insan, evren ve ahiret hakkında da bilgi verilmiştir. Kur’an’da Allah’a (c.c.) inanmak emredilirken ona ortak koşmak, Allah’a (c.c.) ait nitelikleri başkalarına yakıştırmak yasaklanmıştır. Hak, adalet ve barış gibi değerler övülürken yalan, haksızlık ve kötülük gibi olumsuzluklar yerilmiştir.

Kur’an, Allah (c.c.) tarafından korunmuş ve günümüze kadar hiçbir değişikliğe uğramadan gelmiştir. Bir ayette bu konu şöyle ifade edilmiştir: “Kur’an’ı biz indirdik ve onun koruyucusu da elbette biziz!” (Hicr suresi, 9. ayet.)

Kur’an-ı Kerim Hz. Peygambere (s.a.v.) indirildiğinde vahiy kâtiplerince yazılmış, Hz. Ebu Bekir (r.a.) Döneminde kitap hâline getirilmiş ve Hz. Osman (r.a.) Döneminde ise çoğaltılmıştır. Böylece Kur’an Hz. Peygamberden (s.a.v.) itibaren hiç değişmeden günümüze kadar gelmiştir.

Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin (s.a.v.) en büyük mucizesi olan ilahî kitaptır. İnsanlar onun bir benzerini getirmekten acizdir. Hz. Ali (r.a.), Kur’an’ın bu mucizevi yönünü şöyle dile getirmiştir: “Allah, bu Kur’an’ın bir benzerini daha hiç kimseye vermemiştir. Kesinlikle Kur’an (sarılıp kurtulmak isteyenler için) Allah’ın kopmaz ipi ve (ona yürümek isteyenler için) en güvenilir yoldur. Kur’an’da kalbin baharı ve ilmin pınarları vardır. (Ebu’l-Hasan Muhammed Râdi, Nehc’ül-Belâğa, 176. Hutbeden)

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir