Keskin sirke küpüne zarardır

Keskin sirke küpüne zarardır

Keskin sirke küpüne zarardır ne demektir?

Keskin sirke küpüne zarardır atasözünün anlamı nedir?

Keskin sirke küpüne zarardır atasözünün açıklaması nedir?

Öfke, insana olmadık işler yaptırır. Kişi öfkeliyken mantıklı düşünemez ve mutlaka hata yapar. Özellikle çok öfkeli kimse, kendi sağlığını bozar, vücudunu yıpratır ve işlerini alt üst eder.

Öfkeli, sürekli sert davranışlı, sinirli kimsenin zararı kendisinedir. Öfke kişinin kendini yıpratır, sağlığına zarar verir, toplum içinde saygınlığını yitirir. Sağlıklı düşünemez, işlerini de bozup alt üst eder.

Öfkenin başladığı yerde mantık durmaz, akıl devre dışı kalır, kişi tamamen istemsiz ve kontrolsüz davranışlar gösterir. Çabuk öfkelenen insanların yanında kimse durmak veya onlarla arkadaş olmak istemez; çünkü onların ne zaman sinirleneceği ve kişiye zarar vereceği belli değildir.

Keskin sirke küpüne zarar atasözü ile ilgili kısa bir hikaye; adeta ağlayacaksınız.

Bir baba öğle yemeğini yemek üzere iş yerinden evine gelir. Yemeğini yiyip de zamanı dolduğunda evin bahçesine iner. Arabasının yanına geldiğinde aklı başından gider. Çünkü yedi yaşındaki oğlu, elinde bir çivi ile arabaya bir sürü yazı yazmıştır. Arabada hal kalmamış, çiziklerle dolmuştur. Zaten çabuk öfkelenen baba, bir anda sinirlenir ve eline aldığı bir değnekle oğlunun ellerine hızla vurmaya başlar. Oğluna o kadar öfkelenmiş ki, bu vurmaların sonu gelmez. Adamın öfkesi geçip de vurmayı bıraktığında, tüm parmakların kırık içinde olduğunu anlar. Onu hemen hastaneye götürür. Parmaklarında kırılmadık, ezilmedik kemik kalmadığından tüm parmakları alınır. Adam üzüntüden kahrolur; ancak elden gelen bir şey yoktur. Oğlu kendine geldiğinde ”Babacığım, parmaklarım ne zaman çıkacak?” der ve baba iyice kahrolur, kendisinden geçer. Bir süre sonra, sigara içmek üzere aşağıya iner. arabasının yanına doğru gider ve kaputun üzerine oturur. O an, gözleri arabanın üzerindeki çiziklere ve yazılara çarpar. Çocuğun yazdığı şudur: ”Baba, seni çoook seviyorum!” Dünya adamın başına yıkılır adeta. Kafasını duvarlara vurur da vurur. Ama iş işten geçmiş, çocuğun parmakları bir daha çıkmamak üzere kesilmiştir.

Öfke böyle büyük yıkımlara sebep olabilir. Bir duruma öfkelenmeden önce beklemek, düşünmek, olayı anlamaya çalışmak gerek.

Keskin sirke küpüne zarardır. Şu hikaye de öfke anında karşı tarafa verdiğimiz zararı anlatan çok güzel bir hikayedir; ibret verici.

Babası bir gün çabuk sinirlenen çocuğuna biraz çivi ve bir tahta verip: “Bak yavrum, sinirlenip çevrene zarar vereceğini anladığın an, sinirini yenip bu tahtaya bir çivi çakacaksın” dedi.

Çocuk ilk gün otuz çivi çaktı. Zaman geçtikçe çaktığı çivilerin sayısı da azalıyordu. Daha sonra ise hiç çivi çakmamayı öğrendi. Bunun üzerine babası; “Kendini tutabildiğin her gün bir çiviyi sökeceksin” dedi.

En son çivi söküldüğünde tahtada pek çok çivi izi vardı. Babası, “Bak çocuğum “dedi. “Bu tahta artık eskisi gibi olamayacak. Sinirlendiğin ve kırıp geçirdiğin her an karşındakiler de böyle gönül yaraları oluşur. Ne kadar tamir etmeye çalışsan da dil yarası iyileşmez.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir