Türkiye’nin nüfusun dağılımının nedenleri ve sonuçları
Türkiye’nin nüfusun dağılımının nedenleri ve sonuçları nelerdir?
Bir yerin yüz ölçümünün küçük olması ve nüfusun fazla olması durumunda bu yerin nüfus yoğunluğu fazla olur. Bunun tersi durumda ise nüfus yoğunluğu az olur.
İstanbul’un nüfusunun sürekli artmasının sebepleri nelerdir?
İnsanlar bazı yerlere yerleşmeyi daha çok tercih ettiler, sürekli arayış içinde oldular. Kimi zaman topluca göç ederek kimi zaman başka topluluklarla savaşarak bu arayışlarını sürdürdüler. Yerleştikleri doğal ortamları daha iyi yaşayabilecekleri beşerî ortamlara dönüştürerek buralarda nüfuslarını artırdılar. Nüfus artışı, daha iyi şartlarda yaşamak, başka topluluklara karşı üstünlük kurmak için önemli unsurlardan biri oldu. Özellikle büyük şehirlerde nüfus yoğunluğu arttı.
Nüfus ve nüfus yoğunluğu nedir?
Nüfus, sınırları belirli bir alanda, belirli bir zamanda yaşayan insan sayısıdır. Nüfus yoğunluğu ise sınırları belirli bir alanda kilometre kareye düşen insan sayısıdır. Bir yerin nüfus yoğunluğu o yerin nüfusunun yine o yerin yüz ölçümüne bölünmesiyle bulunur.
Ülkemiz tarih boyunca yerleşmeye uygun yerlerden biri olmuştur. Ancak ülkemizin her bölgesi yerleşme için aynı şartları taşımamaktadır. Bunun en önemli sebebi bölgelerdeki yeryüzü şekillerinin ve iklimin birbirinden farklı olmasıdır. Bu durum ülkemizin kimi bölgelerinde nüfus yoğunluğunun artmasına kimi bölgelerde de azalmasına sebep olmaktadır.
Yükseltisinin fazla olduğu yerlerin nüfus yoğunluğu az olacaktır. Hatta bu bölgeler göç veren yerlerdir.
Her bölge coğrafi, ekonomik ve sosyal açıdan aynı değildir. Bu farklılıklar nüfusun dağılımında da etkilidir.
Fiziki haritalar, yeryüzündeki dağlar, ovalar, vadiler, platolar, akarsular gibi pek çok fiziki yer şeklini göstermeye yarayan haritalardır. Bunun yanı sıra fiziki haritaların sadece yeryüzü şekillerini değil, bunlar hakkında yükselti bilgilerini de verir. Fiziki haritalarda yeryüzü şekilleri gösterilirken renklendirme yöntemi kullanılır. Bu yönteme göre haritanın üzerindeki renkler farklı yükselti basamaklarını simgeler. Mesela sarı renk 1000 metreye kadar olan yükseklikleri, yeşil renk denize yakın veya yükseltisi düşük olan yerleri, kahverengi ve mor renkler yükseltinin fazla olduğu bölgeleri gösterir. Bölgedeki göl veya denizlerin derinliği de renklendirme yöntemiyle belirlenir. Beyaz renkle gösterilen deniz ve göllerde derinlik fazla değilken mavi ve tonlarının koyulaşmasıyla denizlerin de derinleştiğini yine fiziki haritalardan anlayabiliriz.
Nüfusun dağılışında doğal ve beşerî yapı etkilidir.
İklim: Marmara Bölgesi’nde görülen iklim, bu bölgede uygun yaşam imkânları oluşturur.
Sanayi: Bazı şehirler sanayi açısından gelişmiştir. Bu şehirlerin ticaret yolu üzerinde olması sanayinin gelişmesine katkı vermektedir.
Tarım: Çukurova, Konya Ovası ve diğer ovalar tarıma elverişli bölgelerdir. Bu nedenle yerleşme açısından tercih edilmişlerdir.
Sosyal ve kültürel yapı: Bir şehrin eğitim imkânlarının fazla olması, sinema, tiyatro vb. etkinliklerin olması o şehrin nüfusunun artması yönünde etki eder.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ülkemiz nüfusunun sürekli arttığı görülmektedir.
Örneğin,
1927 yılında ülkemiz nüfusu 13 648 270,
1960 yılında 27 754 820,
2000 yılında 67 803 927,
2013 yılında ise 76 667 864 olmuştur. Köyden kente doğru kayan nüfus yoğunluğu her ilde farklı olmuştur. Bazı illerin nüfus yoğunluğu artarken bazı illerin nüfus yoğunluğu azalmıştır.
Zonguldak: Çok engebeli bir arazi yapısına sahip olup il alanının büyük bir kısmı dağlarla ve platolarla kaplıdır. Bu nedenle ılıman iklime sahip olmasına rağmen tarım gelişmemiştir. Türkiye’nin önemli taş kömürü havzasına ve demir-çelik tesislerine sahiptir. Bu durum nüfusunun yoğun olmasını sağlamıştır. Eğitim seviyesi en yüksek illerimizden biridir.
İl alanının % 56’sı dağlarla, % 31’i platolarla ve % 13’ü ovalarla kaplıdır. Akarsu vadileriyle yer yer derin bir biçimde parçalanmış olan il toprakları, orta yükseklikteki dağlık alanlardan oluşur.
Kocaeli: Coğrafi konumu itibariyle yerleşime uygundur. Ulaşım yolları üzerinde bulunması, denize kıyısı olması gibi sebepler bu ilin hızla sanayileşmesini ve ticaretinin artmasını sağlamıştır. İklimi ve toprakları tarıma uygundur. Bu nedenle bu ilde çeşitli ve bol tarım ürünü elde edilir. Sağlık ve eğitim hizmetleri açısından da gelişmiş bir ilimizdir.
Kocaeli’nde sanayi denince akla imalat sanayi gelmektedir. Kocaeli, Türkiye imalat sanayi üretiminin % 13’ ünü karşılamaktadır. Türkiye ara malları üretimi içindeki payı % 22, Türkiye yatırım malları üretimi içindeki payı % 10, Türkiye tüketim malları üretimi içindeki payı % 3’tür. Kocaeli imalat sanayi içinde % 27’lik pay ile kimya sanayinde 1. sırada yer almaktadır.
Antalya: Nüfusu yoğun olan şehirlerimizden birisidir. Düz ve uzun kıyı şeridine sahiptir. İç kesimleri yüksek dağlardan oluşur. Özellikle yaz aylarında yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda turist gelmektedir. Akdeniz ikliminin etkisiyle tarım alanlarından yılda iki kere ürün alınabilmektedir.
Genel olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı olan Akdeniz iklimi görülür. Antalya’da pek çok turistik yer ve bu yerlerin çevresinde turistik işletmeler mevcuttur. Çok farklı alanlarda turizm yapılmaktadır.
Yozgat: Yozgat, İç Anadolu Bölgesi’ndeki en geniş plato alanlarından olan “Bozok Platosu” üzerinde yer almaktadır. İlde İç Anadolu Bölgesi’nin yarı kurak karasal iklimi hâkimdir. Deniz etkisine kapalı olduğu için yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçer. İlin ekonomisi daha çok tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. İşsizlik oranı fazladır. Bu durum ildeki ekonomik faaliyetlerin az olduğunun bir göstergesidir. Bu ve başka nedenlerle Yozgat göç veren iller arasındadır.
Tarıma dayalı bir ekonomik yapı vardır. Nüfusun % 53, 7’si kırsal kesimdedir. Kırsal kesimdeki yaklaşık 67 bin çiftçi ailesi geçimini tarımsal üretimle karşılamaktadır. Bu çiftçi aileleri genelde bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yapmaktadır.
Ağrı: 2011-2012 yılı net göç hızına göre en fazla göç veren ildir. Bu durumun nedenleri arasında yer şekilleri ve iklim başta gelir. Sert karasal iklimin hüküm sürdüğü Ağrı’da kışlar çok soğuk, yazlar ise sıcak geçer. Arazisinin % 80’i tarıma elverişli olmayan Ağrı’da hayvancılık en önemli geçim kaynağıdır.
Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat-Van Bölümü içinde kalan yüksek Anadolu yaylasının devamı üzerinde yer almaktadır. Yüz ölçümü 11376 kilometrekaredir. Topraklarının % 46’sını dağlık alanlar, % 29’unu ovalar, % 18’ini platolar ve % 7’sini yaylalar oluşturmaktadır.
Gaziantep: Arazi yapısı genel olarak dalgalı ve engebelidir. Yarı karasal bir iklim yapısına sahip olduğundan yazlar oldukça kurak geçmektedir. Gaziantep ili şehirleşme oranı ve yıllık nüfus artış hızı bakımından Türkiye ortalamalarının üstündedir. İl, ulaşım yolları üzerindedir. Topraklarının 1/4’ü tarıma elverişli topraklardan oluşmuş olup bu toprakların bir bölümü Fırat Nehri’nin sularıyla sulanmaktadır. Tekstil ve gıda sanayileri gelişmiştir. Turizm potansiyeli fazla olan bir şehirdir.
Gelişen imalat sanayisinin sağladığı istihdam nedeniyle hem kendi kırsalından hem de diğer illerden göç alır.
2011 yılında il merkezini oluşturan Şahinbey, Şehitkâmil ve Oğuzeli ilçelerinin toplam nüfusu 1. 398. 289 iken 2012’de % 2, 87 artarak 1. 438. 373 olmuştur.
2016 ocak 20 mersinde doğdum
çok iyi yazılmış bir duadır bu kim yazdıysa eline koluna sağlık
Saçlarımız ne modeline örnektir
KELOĞLAN İLE NASREDDİN HOCA Keloğlan kasabaya tavuk satmaya gitmiş. Pazara gelince elindeki iki tavuğa müşteri aramaya başlamış. Adamın biri tavuklara…
Çok güzel olmuş