Namazlarımızı camide kılmakla evde kılmak arasında ne gibi farklar vardır?

Mevlana İslam Konya

Namazlarımızı camide kılmakla evde kılmak arasında ne gibi farklar vardır?

Evde kılınan namaz ile camide kılınan namaz arasında sevap farkı var mı?

Nasıl müslümanın hayatının merkezinde namaz varsa, sosyal hayatımızın merkezinde de camiler olmalıdır. Yani Allah’ın evi.

Camilerimiz boş kaldıkça yüreğimizde dolmayan bir boşluk hep kalacak. Camiler şenlenmedikçe İslâm medeniyeti yeniden şenlenmeyecek.

Evde tek başına kılınan namazın hayatımıza etkileri nelerdir?

İnsan evinde yalnız başına namaz kıldığında, kendisini namaza vermekte zorlanabilir. Çünkü namaz kıldığı yer evinin bir odasıdır. Bir ibadethane olmadığından, çevresinde bulunan nesneler, bulunduğu mekanla ilgili iyi kötü hatıralar zihnini meşgul eder, namaza kendisini tam olarak vermesine engel olur.

Gözü duvardaki çerçeveye, kütüphanesindeki kitaplara, yatağın üstündeki örtüye, kapının çalan ziline ve aklınıza gelebilecek her şeye takılır. Kulağına çocukların ve eşinin konuşmaları gelir. Hele bir de televizyon açıksa kendisini tam manasıyla namaza vermesi mümkün olmaz.

Namaz kılmaya çalışırken diğer taraftan ailesinin konuşmalarını dinler. Bir de haber saati ise bir taraftan namaz kılar, diğer yandan da haberleri takip eder. Veya namazını çalan müziğin eşliğinde eda eder. Bundan dolayı da hangi rekâtta olduğunu, ne okuduğunu karıştırdığı zamanlar çok olur. İsterse namaz kıldığı odasının kapısını kapatsın, yine de ibadetin hakkını tam vermede zorlanır. İşte bu şekilde ifa edilen ibadetin adı da “namaz kıldım” olur.

İbadet etme sevincinin ve alışkanlığının zayıflatması

Evde tek başına namaz kılma alışkanlığının en büyük zararı, insanın ibadet etme sevincini ve alışkanlığını zayıflatmasıdır. Zira tek başına kılınan namaz, camide kılınan namazın tadını kesinlikle vermez. Bu nedenle de kişi kendisini ne kadar ibadete vermeye çabalarsa çabalasın, kıldığı namazın, istediği lezzeti alamayacağı bir ibadete dönüşmesi kuvvetle muhtemeldir.

Bu nedenle de, cemaate gitme alışkanlığı olmayan, sürekli olarak evinde veya işyerinin bir köşesine serdiği seccadede namaz kılma alışkanlığı olan insanların bir süre sonra namazlarında gevşeklik göstermelerinden korkulur. Zira cemaatle kılındığında insanın gönül dünyasını kuşatan haz ve huzur evde kılınan namazda olmayacağından, Allah ile arasındaki bağ yavaş yavaş zayıflayacaktır.

Hz. Peygamber s.a.v.’in şu hadisi bu gerçeği ortaya koymaktadır: “Bir köyde veya bir çölde üç kişi bulunur da namazı cemaatle kılmazlarsa, şeytan onlara galebe çalar. Sen cemaate devam et, çünkü kurt, sürüden ayrılan koyunu kapar.” (Ebu Davud).

Cemaatle namaz kılmanın hayatımıza etkileri nelerdir?

Camide namaz kılmanın en büyük faydası, ibadeti Allah’ın arzuladığına en yakın bir şekilde eda etme imkanını sağlamasıdır. Zira caminin içindeki her şey, ibadet ruhuna uygun olarak konulmuştur. İç tezyinatı, duvarlardaki tablolar ile aklınıza gelen tüm nesneler insanın Rabbi ile bağını güçlü tutmasına yardımcı olur. Onu ibadetinden koparıp dünyaya sürüklemez.

Bu nedenle özellikle Osmanlı döneminden kalmış ve estetik açıdan insanı cezbeden mimarî yapıya sahip olan camilerdeki ibadetler, kişinin kendisini kulluğa vermesine daha çok imkan sağlar. İnsan bu camilerde namazı eda etmekten bir başka haz alır. Günümüzde yapılan ve estetikten yoksun bir kısım camiler için ise bunu söylemek zordur.

Bunun yanında camide, insanın dikkatini dağıtacak dünyevî konuşmalar söz konusu değildir. Herkes oraya aynı amaç için gelmiştir. Bu nedenle Allah’a yönelmek, kulluğu ifa etmek çok daha rahat olur. Bu yüzden cemaatin birbirleriyle konuşmaları, cep telefonlarını açık unutmaları sonucunda çeşitli müziklerin caminin manevi ortamını bozması ve benzeri durumlar mekanın ruhuna son derece aykırıdır.

Başkalarının Allah ile olan irtibatlarının kopmasına ve huşûlarının dağılmasına neden olabilecek bu tür durumlardan sakınmak gerekir. Ayrıca bunda kul hakkının ihlali olduğunu unutmamak icap eder. Aynı şekilde kokan çoraplarla, kötü ağız veya üstbaş kokusuyla mescide gelmek de böyledir. Bunlara dikkat etmek şarttır.

Evde de olsa cemaatle kılınan namazlar, tek başına kılınan namazlardan daha sevaptır.

Peygamber Efendimiz (asv), cemaatle namaz kılmayı teşvik ederek, cemaatle kılınan namazın tek başına kılınan namazdan yirmi yedi veya yirmi beş derece daha faziletli olduğunu bildirmiştir. (Buharî, Ezan, 30; Müslim, Mesacid, 42)

Allah Resulü (asv), hayatı boyunca cemaate namaz kıldırmış, hastalandığında ise cemaate katılarak Hz. Ebu Bekir (ra)’in arkasında namaz kılmıştır. Bu itibarla cemaatle namaz kılma, İslâm’ın bir şiarı ve sembolüdür. Asr-ı saadet’ten günümüze vazgeçilmez bir uygulama olarak gelmiş ve aynen de kıyamete kadar devam edecektir inşallah.

Cuma namazı dışında en kuvvetli cemaat, sabah namazının cemaati, sonra yatsı namazının cemaati, sonra ikindi namazının cemaatidir. Allah Resûlü (asv) bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:

“İnsanlar ilk safın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi, bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi.”(Buharî, ezan, 9,32; Müslim, salat, 129)

“Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış gibi sevab alır. Sabah namazını da cemaatle kılarsa, bütün geceyi namaz kılarak geçirmiş gibi sevap alır.”(Buharî, ezan, 34; Müslim, Mesacid, 260)

“Kişinin cemaat ile kıldığı namaz, evinde veya çarşıda kıldığı namazdan yirmi beş derece daha faziletlidir. Bu fazilet şu şekilde gerçekleşir: Biriniz güzelce abdest alır sırf namaz kılmak için camiye gelirse, camiye varıncaya kadar attığı her adım için bir sevap verilir ve bir günahı silinir. Camiye girdiği zaman namaz için beklediği sürece namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Melekler bu kimseye dua ederler. Kimseye eziyet etmediği ve abdesti bozulmadığı sürece; ‘Allah’ım! Bu kulunu bağışla, ona merhamet et ve tövbesini kabul et’ diye dua ederler.” (Ebu Dâvûd, Salât, 49, I, 378)

“Kişinin bir başka kişi ile birlikte kıldığı namaz, tek başına kıldığı namazdan, iki kişi ile birlikte kıldığı namaz bir kişi ile birlikte kıldığı namazdan daha sevaptır. Cemaat ne kadar çok olursa bu namaz Allah’a o nispette sevimlidir.” (Ebu Dâvûd, Salât, 47)

Cemaatle kılınan namazda safların en faziletlisi en ön saftır. Bu fazilet imama yakınlık derecesine göredir. Fakat imama en yakın kişiler imamlığa ehil olan kişiler olmalıdır. Zira imamın namazı devam ettirememesi gibi bir durum olduğunda, bu en yakın kişilerden birini imamete geçirebilmelidir.

İki veya daha fazla Müslüman, beş vakit namazı, camide cemaatle kılabileceği gibi evde, iş yerinde, temiz olan her mekânda da kılabilir. Evde de olsa cemaatle kılınan namazlar, tek başına kılınan namazlardan daha sevaptır.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir