Düşünce ve görüşlerinizi açıklamanız engellense ne hissedersiniz?

Hayriye Hanım, eşinin konuşacağı saatte televizyonun karşısına geçer.

Düşünce ve görüşlerinizi açıklamanız engellense ne hissedersiniz?

Osman Bey ve eşi Hayriye Hanım uzun yıllar Anadolu’nun birçok köy ve kasabasında öğretmen olarak çalıştıktan sonra emekli olurlar. Memleketlerine yerleşirler. Karadeniz kıyısında şirin mi şirin bir ilçedir, burası. Osman Bey, ilçenin sorunları ve gelişmesi için kafa yormaya, çözümler üretmeye başlar. Hazırladığı projelerini ilçe kaymakamıyla paylaşır. Kaymakam, “Neden gelecek seçimlerde belediye başkanlığına aday olmuyorsunuz? Bence projeleriniz gerçekten ilçemizin sorunlarına çözüm olacak nitelikte. Bunları gerçekleştirmek için sorumluluktan kaçmayacağınıza inanıyorum. Buralarda herkes sizi tanır ve sever. Bence seçilme şansınız yüksek.” der. Aradan zaman geçer. Yerel seçimler gelir, çatar. Osman Bey de ikamet ettiği ilçenin belediye başkanlığına aday olur. Propaganda çalışmalarına başlar. İlanlar bastırır ve dağıtır. Çarşıda, pazarda halkla sohbet eder. Bu arada ilçede bulunan yerel bir televizyon kanalına davet edilir, diğer adaylar gibi. Eşi Hayriye Hanım’la birlikte bir konuşma metni hazırlar. Hayriye Hanım, eşinin konuşacağı saatte televizyonun karşısına geçer. Eşinin konuşmasını dikkatle dinlemeye başlar. Hayriye Hanım izlediklerine, gördüklerine ve duyduklarına inanamaz, defalarca şaşkınlık içerisinde kalır, durumu hayretler içinde sorgular ve anlamaya çalışır.

– Konuşmanın burası böyle değildi. Kestiler mi acaba? Tüh! Ne demek istediği tam olarak anlaşılmıyor. Aaa! Program bitti. Daha zamanı vardı. Neden kısa kestiler daha açıklayacağı birçok proje vardı.

Osman Bey TV’de belediye başkan adayı olarak yapacağı hizmetleri ve görüşlerini seçmenlere duyurmak istedi. Üstelik bir kitle iletişim aracından gelen bir teklifle konuşma hazırladı. Ancak konuşmasının bazı yerleri kesildi, kendisine ayrılan sürenin tamamını kullanamadı. Böylece düşüncelerini seçmenlerine tam olarak açıklayamadı. Seçmenleri onun hakkında yeterli ve doğru bilgi alamadılar, hem Osman Bey hem de seçmenleri kitle iletişim özgürlüğünden yararlanamadılar.

Kitle iletişim özgürlüğü hangi durumlarda kısıtlanabilir?

Demokratik toplumlarda düşünceler, fikirler serbestçe ifade edilir. Bu, tıpkı yaşama hakkı gibi en doğal insan haklarından biridir. Kişiler düşüncelerini kitle iletişim aracılığıyla özgürce açıklayabilirler. Kitle iletişim özgürlüğü ancak suç işlenmesinin önlenmesi, genel ahlakın korunması, kamu güvenliği ve sağlığı gibi durumlarda kanunlar çerçevesinde kısıtlanabilir.

Kitle iletişim özgürlüğü hakkının kullanımında engellerle karşılaşılması durumunda hakkımızı yasal yollardan arayabiliriz. Bir başkasının hakkının ihlal edildiğine tanık olduğumuzda bu hak ihlalini tıpkı bize yapılmış gibi görerek durumu yetkililere bildirmek vatandaş olarak görevimizdir. Düşüncelerin, görüşlerin farklı olması onların ifade edilme özgürlüğünün önünde engel değildir. Tüm insanların aynı düşüncede olması beklenemez. Düşünce farklılığı da bireysel farklılık olarak kabul edilip saygıyla karşılanmalıdır.

Kitle iletişim araçlarından oluşan medyanın hayatımızın her alanına girmesi habere, bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdı. Bilgiye ulaşma kolaylaştı ancak bu kez de bilginin doğruluğu sorgulanır oldu. Herkesin doğru bilgi alma hakkı olduğu gibi kitle iletişim araçlarının da doğru bilgi verme sorumluğu vardır. Kitle iletişim araçlarıyla bir anda milyonlarca kişiyi düşüncelerimizden haberdar etme imkânı bulabiliriz. Aynı zamanda kitle iletişim araçlarının, habere ulaşmada, haberi topluma iletmede herhangi bir kısıtlama veya engellemeyle karşılaşmayacakları Anayasa’da güvence altına alınmıştır.

Basın özgürlüğü halkın doğru bilgi edinme hakkıdır. Basın yayın organları halka yanıltıcı bilgi verdiklerinde halkın doğru bilgi edinme hakkı kısıtlanmış olur. Aynı durum, kişiye özel haber ve bilgiler için de geçerlidir.

İnsan haklarının yaşadığımız toplumda daha etkin uygulanması için önerilerde bulunmalıyız.

Hakların ihlal edildiği durumlar karşısında yetkili kurumlara başvurmak bir vatandaşlık görevidir.

Düşünce ve ifade özgürlüğü her insan için önemlidir.

Hiç kimsenin özel yaşamına, ailesine ve evine karışmamalıyız.

Basın ve yayın organları kısıtlama olmadan özgürce çalışabilmelidir.

Kamu güvenliği ve kamu sağlığı söz konusu olduğunda, kanunlar çerçevesinde özgürlükler sınırlandırılabilir.

Haklı olduğumuz her durumda medeni bir şekilde yasalar çerçevesinde hareket etmeliyiz.

Kitle iletişim araçları halkı doğru bilgilendirmekle sorumludur. Kitle iletişim araçlarının bilgi edinme hakları sınırlandırılmamalıdır.

Haklarında gerçek olmayan bilgiler medyaya yansıdığında kişiler yasal yollara başvurabilir.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir