Dünya’nın şekli nasıldır?
Dünya’nın şekli nasıldır?
Elma, portakal, karpuz ve futbol topu gibi varlıkların ortak özelliklerini düşünelim.
Elma, portakal ve karpuz gibi küreye benzeyen meyvelerin üzerinde parmağınızı hep aynı yönde hareket ettirirseniz yine başladığınız noktaya gelirsiniz. Bu durum, bu meyvelerin şeklinin küreye benzediğinin bir kanıtıdır.
Günlük hayatınızda karşılaştığınız cisimlerden bazılarının kare, dikdörtgen, üçgen ve küre gibi çeşitli şekilleri vardır. Satranç tahtası kareye; bazı evlerin pencereleri dikdörtgene, çatıları da üçgene benzer. Plastik top ve misketin şekli ise küreye benzer.
Teknolojinin henüz gelişmemiş olduğu eski zamanlarda yaşamış insanlar, Dünya’mızın şekli ile ilgili hangi görüşleri öne sürmüşlerdir?
Dünya’nın Şekli ile İlgili Geçmişte Öne Sürülen Görüşler Nelerdir?
Eski dönemlerde insanlar Dünya’nın şeklini merak etmiş, bununla ilgili değişik görüşler öne sürmüşlerdir. O dönemlerde bilim ve teknoloji henüz gelişmemişti. Şu anda kullandığımız birçok araç o zamanlarda yoktu. İnsanlar yaşadıkları yerlerde sınırlı olanaklarla gözlemler yapıyor, tahminlerde bulunuyorlardı. Bugünkü gibi ayrıntılı gözlemler yapmayı sağlayan teknolojik araçlar yoktu. Bu nedenle insanlar gözlemlerine dayanarak Dünya’nın şekli ile ilgili farklı görüşlere sahip olmuşlar, değişik tahminlerde bulunmuşlardır.
Binlerce yıl önce bazı insanlar, Dünya’nın düz bir tepsi gibi olduğuna inanıyorlardı. Hatta gemilerle çok ilerlediklerinde Dünya’nın kenarından aşağıya düşeceklerine inanan insanlar varmış.
Bazı insanlar Dünya’nın bir öküzün boynuzları arasında olduğunu düşünüyordu. Öküzün kafasını oynatmasıyla Dünya’da deprem olduğuna inanmışlardır. Bazı kesimler ise Dünya’nın kaplumbağa sırtındaki dört fil tarafından taşındığını düşünüyordu. Bazı insanlar ise Dünya’nın küp şeklinde olduğunu düşünmüştü. Dünya’mızın fillerin hortumları üzerinde durduğunu düşünen insanlar da varmış.
Bilim tarihinde farklı uygarlıkların Dünya’nın şekli ile ilgili ileri sürdüğü görüşler
Eski Yunanda yaşayan ilk Yunan düşünürlere göre Dünya’nın şekli düz bir tepsiye benzemekteydi. Hatta bazıları bu tepsinin içinin suyla dolu olduğunu ve Dünya’nın da bu suyun içinde yüzdüğünü düşünmüşlerdir. Dünyanın etrafını bir nehrin çevrelediği düz tepsi biçiminde bir kara parçası olduğunu düşünüyorlardı.
Eski Mısırlılar Dünya’nın büyük bir kutu, gökyüzünün ise bu kutunun kapağı olduğunu düşünmüşlerdir. Eski Mısırlılara göre Dünya düz ve dikdörtgen biçimindedir. Gökyüzü Dünya’nın dört köşesindeki dört sütun üzerinde durmaktadır. Dünya’nın sınırlarının ötesinde geniş, başı sonu olmayan, sürekli akan bir akarsu vardır.
Babiller Dünya’nın denizde yüzen düz bir tepsiye benzediğini düşünüyordu. Yaşadıkları bölge olan Babil ise dağlar tarafından kuşatılmış olarak düşünüyorlardı.
Mayalar Dünya’yı gölde yüzen dev bir timsah olarak düşünüyordu.
Eski Hintlilerin görüşüne göre Dünya, dört filin sırtında taşınan yarım küre şeklindedir. Bu filler de sonsuz bir okyanusta yüzen dev bir deniz kaplumbağasının üzerinde durmaktadır.
Geçmiş dönemlerde birçok bilim insanı Dünya’nın şekli ile ilgili bilimsel çalışmalar yapmıştır.
Eski dönemlerde yaşamış olan insanlardan bazıları da Dünya’nın şeklinin yuvarlak olabileceğini iddia etmişlerdir. Bu görüş daha sonraları birçok bilim insanı tarafından da kabul görmüş ve çeşitli olaylara dayanılarak ispatlanmıştır.
Günümüzden yaklaşık 2500 yıl önce yaşayan Yunan bilim insanı Pisagor, Dünya’nın şeklinin küreye benzediğini
söyleyen ilk bilim insanıdır. Pisagor, Birûnî, Macellan gibi bilim insanları gözlem ve araştırmalarına dayanarak Dünya’mızın şeklinin küreye benzediğini savunmuşlardır. Portekizli gemici Ferdinand Magellan (Ferdinand Macellan) bir yerden yolculuğa başlayan kişinin hep aynı yöne gitmesi hâlinde başladığı yere varacağını söylemiş ve İspanya’dan Dünya turuna çıkmıştır. Fakat yolculuk sırasında hastalanmış ve hayatını kaybetmiştir. Magellan’ın beraber yola çıktığı çok sayıdaki gemiden ancak iki tanesi İspanya’ya geri dönebilmiştir.
Geçmişte yaşamış bazı insanlar Dünya’nın şeklinin küreye benzediğini ispatlamak için yolculuğa çıkmışlardır. Bu kişilerden biri de Magellan’dır (Macellan).
Ünlü bir denizci olan Magellan Dünya’nın şeklinin küreye benzediğini düşünüyordu. Onun düşüncesine göre Dünya’nın şekli küreye benziyorsa belirlediği bir noktadan itibaren sürekli aynı yönde gittiğinde başladığı noktaya varmalıydı. Magellan ve arkadaşları Magellan’ın bu görüşünü ispatlamak için beş gemi ile İspanya’dan hareket etti. Sürekli batıya doğru yol almaya karar verdiler ama Magellan bu yolculuğu tamamlayamadan hayatını kaybetti. Magellan’ın tayfası bu yolculuğu tamamlamaya kararlıydı. Oldukça zor koşullarda gerçekleşen bu yolculukta sadece bir gemi İspanya’ya ulaşmayı başardı. Böylece Dünya’nın şeklinin küreye benzediği kanıtlanmış oldu. Bu yolculuğun bir diğer özelliği de Dünya’nın etrafında bir tam tur atılan ilk yolculuk olmasıdır.
Magellan (Macellan), 1480-1521
Dünya’nın bir küre şeklinde olduğunu kanıtlayan olaylar nelerdir?
Bulunduğumuz yerden etrafımıza baktığımızda Dünya’nın şeklinin neye benzediğini bilemeyiz. Çünkü Dünya çok büyüktür ve görebildiğimiz kısım Dünya’nın çok küçük bir bölümüdür.
Çevremize baktığımızda, Dünya’mızın düz olduğunu düşünebiliriz. Evler, ağaçlar, denizler düz bir zeminin üzerinde duruyormuş gibi görünür. Bizim gördüğümüz Dünya’mızın çok küçük bir parçasıdır.
Bilimin ve kullanılan araçların gelişmesi ile Dünya’mızın şekli hakkında daha net bilgilere ulaşılmıştır. Günümüzde uzaydan çekilen görüntüler sayesinde Dünya’mızın şeklini net olarak görebiliyoruz. Dünya’mız alttan ve üstten basık, yanlardan şişkin bir küreye benzemektedir.
Dünya’da bir yerden havalanan uçak, hep aynı yöne doğru uçarsa havalandığı noktaya ulaşır. Örneğin, İstanbul’dan kalkan bir uçak sürekli doğuya doğru uçtuğunda tekrar İstanbul’a gelir. Bu durum, Dünya’nın şeklinin küreye benzemesinin bir sonucudur.
Güneş doğarken önce Güneş’in bir kısmı, sonra yarısı, en sonunda ise tamamı görülür. Güneş batarken de yavaş yavaş gözden kaybolur. Bu durumun sebebi Dünya’nın şeklinin küreye benzemesidir.
Bir liman veya deniz kenarında duran bir kişi uzaktan gelen bir geminin önce direklerini ve bacasını, ardından burnunu ve üst kısmını, sonra da geminin gövdesini görür.
Gelişmiş teknolojik araçlarla uzaydan çekilen fotoğraflar Dünya’nın şeklinin küreye benzediğini kanıtlamaktadır. Dünya’mız alt ve üst kısımlarından basık, yanlardan şişkindir.
Geçmişte yaşamış insanların Dünya’yı uzaydan gözlemlemek veya Dünya’nın uzaydan fotoğrafını çekmek gibi imkânları yoktu. Bu yüzden yaşadıkları dönemin kısıtlı imkânlarını kullanarak Dünya’nın şekliyle ilgili birçok çalışma yapmışlardır.
Bir uzay aracının içinde olduğumuzu ve Dünya’dan uzaklaştığımızı hayal edelim. Uzay aracı Dünya’dan uzaklaşırken önce evimizin çatısını sonra evimizin bulunduğu şehrin tamamını görürüz. Bir süre sonra ülkemizi ve Dünya’nın tamamını görürüz. Dünya’nın uzaydan çekilmiş fotoğrafından da anlaşılacağı üzere Dünya’nın şekli küreye benzer. Dünya’nın şeklinin küreye benzediği tüm bilim insanları tarafından kabul edilmektedir.
2016 ocak 20 mersinde doğdum
çok iyi yazılmış bir duadır bu kim yazdıysa eline koluna sağlık
Saçlarımız ne modeline örnektir
KELOĞLAN İLE NASREDDİN HOCA Keloğlan kasabaya tavuk satmaya gitmiş. Pazara gelince elindeki iki tavuğa müşteri aramaya başlamış. Adamın biri tavuklara…
Çok güzel olmuş