Dua nedir? Niçin ve Nasıl Dua Edilir?

Dua nedir? Niçin ve Nasıl Dua Edilir?
Dua İbadetin Özüdür.
Dua, insanın bütün samimiyetiyle Allah’a yönelip ondan yardım dilemesi, yaratıcısına güvenip dayanması ve sığınmasıdır. İnsanın Allah’la iletişim kurma yollarından birisidir. Dua, insanın Allah’a olan inancının, bağlılığının, güveninin göstergelerindendir. Allah, bizden yalnızca kendisine dua etmemizi, kendisinden yardım dilememizi istemektedir.” Gerçek dua, ancak onadır…” (Ra’d suresi, 14. ayet.) ayetinde bu durum belirtilmektedir.
İbadetlerden sonra niçin dua edilir?
Dua ile ibadet arasında yakın bir ilişki vardır. Nitekim Peygamberimiz Hz. Muhammed bir hadisinde, “Dua ibadettir.” (Tirmizi, Tefsir, 2.) buyurmuştur. Dinimizde dua hem bir ibadet hem de içinde veya sonunda yer alarak pek çok ibadeti tamamlayan bir unsurdur. Örneğin namaz kıldıktan, oruç tuttuktan, hac yaptıktan sonra dua edilir. Bu ibadetlerin yapılışı sırasında da çeşitli dua ifadelerine yer verilir. Hemen hemen hiçbir ibadet, dua olmaksızın yerine getirilmez. Peygamberimiz de “Dua ibadetin özüdür.” (Ebu Davud, Salat, 1479.) buyurarak bu gerçeğe dikkat çekmiştir.
Dinimizde dua etmeye büyük önem verilir.
Dua eden insan, Allah’a olan inancını, ona duyduğu güveni ve bağlılığı, kendi âcizliğini, buna karşın Allah’ın mutlak gücünü kabul ettiğini göstermiş olur. Zayıflığının ve çaresizliğinin farkında olarak Allah’a sığınır.
İnsanoğlu hayatta sadece sevinçli ve güzel anlar yaşamaz. Bazen zorluklar ve sıkıntılarla da karşılaşır. O, yaşadığı sorunlar karşısında zaman zaman güçsüz ve çaresiz de kalabilir. İşte bu durumda sorunlarımızı paylaşacağımız, sığınıp yardım dileyeceğimiz, el açacağımız yegâne varlık Allah’tır. Biz onun rahmet ve merhametine sığınarak yaşadığımız zorluklardan kurtulmak için dua ederiz. Kimi zaman yaptığımız bir hatadan dolayı duyduğumuz pişmanlığı dile getirir, tövbe ederiz. Kimi zaman bir hastalık karşısındaki âcizliğimizle ondan şifa bekleriz. Bazen de sevdiklerimizin, yakınlarımızın sıkıntılarının, dertlerinin son bulması için Allah’a el açıp yalvarırız.
Bizi Allah’a dua etmeye yönelten tek sebep sıkıntılarımız değildir. Yaşadığımız mutluluklar, kavuştuğumuz nimetler de dua etme sebeplerimiz arasındadır. Kimi zaman sahip olduğumuz ailemiz, kimi zaman şifa bulan yakınımız, bazen yüksek puan aldığımız bir dersimiz, kimi zaman yaşadığımız bir mutluluk için yine Allah’a yönelir, ona minnet ve şükran duygularımızı dua ederek belirtiriz.
Gerek sıkıntılı gerekse sevinçli anlarımızda yaptığımız dualar bize huzur ve mutluluk verir. Gönlümüzü ferahlatır. Allah’a yakınlaştığımızı hissettirir. Allah katındaki değerimizi artırır. Kur’an’da, yapılan duaların kişinin Allah katındaki değerini artırdığı şöyle belirtilir: “(Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa Rabb’im size ne diye değer versin!…” (Furkân suresi, 77. ayet.) Tüm bunlar, bizleri Allah’a dua etmeye yönelten sebeplerdir.
“Kullarım, beni senden sorarlarsa (bilsinler ki) gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” (Bakara suresi, 186. ayet.)
“Allah’ın lütfundan isteyin. Çünkü Allah kendisinden istenmesini sever. İbadetin en değerlisi dua edip kurtuluş beklemektir.” (Tirmizi, Daavât, 126.)
Nasıl dua etmeliyiz?
Allah’a dua etmek için bir aracıya ihtiyaç yoktur. Çünkü o, bize her zaman çok yakındır.
Duanın herhangi bir dili yoktur. Her dilde Allah’a dua edilebilir.
Duanın herhangi bir yeri yoktur. Çünkü Allah her yerde, bizi görür, işitir.
Duanın herhangi bir zamanı yoktur. Her zaman dua edilebilir.
Hem Kur’an-ı Kerim ayetlerinde hem de Peygamberimizin hadislerinde nasıl dua etmemiz gerektiği ile ilgili ilkeler verilmiştir. “Rabb’inize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü o, haddi aşanları sevmez… Allah’a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır.” (A’raf suresi, 55-56. ayetler.) ayetiyle kul olduğumuzun bilinciyle ve alçak gönüllü olarak dua etmemiz gerektiği belirtilmiştir. Dua ederken ümitli olmalı, kabul edileceğine inanarak dua etmeliyiz. Bu konuda Peygamberimiz, “Ey insanlar! Allah’tan bir şey istediğiniz zaman kabul edileceğine inanarak isteyiniz.” (Ali Muttaki, Kenzü’l-Ummal, C 9, s. 81.) buyurmuştur.
Dua ederken samimi olmalı, tüm benliğimizle Allah’a yönelmeliyiz. Kur’an-ı Kerim’de, “Rabb’ini, içinden yalvararak ve korkarak yüksek olmayan bir sesle sabah – akşam zikret ve gafillerden olma.” A’râf suresi, 205. ayet. buyrulmaktadır. Öyleyse çok yüksek sesle, gösteriş yapar gibi ya da kibirle dua etmemeliyiz. Bu konuda Peygamberimiz, “Ey insanlar! Sesinizi yükselterek dua etmeyin. Çünkü siz ne sağır olan birine ne de uzakta olan birine sesleniyorsunuz. Siz en iyi işiten varlığa, size en yakın olan Allah’a dua ediyorsunuz. O, her zaman sizinle beraberdir.” (Buhari, Edep, 25. hadis.) buyurmuştur.
Allah’tan başkasına yalvarmamalı, sadece ondan yardım dilemeliyiz. Allah’tan başkasına dua etmenin yanlışlığı bir ayette şöyle belirtilmiştir: “…Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Sakın Allah’a ortak koşanlardan olma. Allah’ı bırakıp sana ne fayda ne de zarar verebilecek olan şeylere yalvarma. Eğer böyle yaparsan şüphesiz ki sen zalimlerden olursun. (Yunus suresi, 105 – 106. ayetler.)
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
“İnanmış bir insan… kötü şeyler dilemedikçe kendisine şu üç şey verilmeden duası geri çevrilmez: Ya duası bu dünyada kabul edilir ve karşılığı verilir ya ahirete ertelenir ve duası orada kabul edilir ya da duası kadar kötülük, ondan uzaklaştırılır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned C 3. s.18.)
Kimlerin duası Allah’a ulaşacaktır?
Duaların kabulü hakkında İslam âlimlerinden İmam Cafer-i Sadık, babası İmam Muhammed Bâkır’dan şu bilgileri nakletmiştir: “Babam beş kimsenin duasının Allah’a mutlaka ulaşacağını söyledi. Bunlar;
1. Adil yöneticinin, yönetimi altında bulunanlar hakkında yaptığı dua
2. Mazlumun (zulüm gören kişinin) yaptığı dua
3. Salih evladın, anne – babası hakkında yaptığı dua
4. Salih anne – babanın, evladı hakkında yaptığı dua
5. Müslümanın, Müslüman kardeşinin gıyabında yaptığı dua.” (Kuleyni, el-Kâfî, C 2, s.78.)
Büyük İslam âlimi İmam Âzam Ebu Hanife de ettiği dualarda Müslümanlara örnek olmuş, nasıl dua edileceği konusunda insanlara yol göstermiştir. Bir duasında şöyle demiştir: “Ey Rabb’im! İstemeden de veren sensin, kul sıkışmasa da veren sensin. Ey beni yaratan (Rabb’im)! Senin için ağlıyorum, sana yalvarıyorum. Tövbemi kabul et, hatalarımı bağışla.” (Nazlı Kızılkaya, Günlük Dualar, s.37.)
Kur’an’dan ve Hz. Peygamberden Dua Örnekleri nelerdir?
Kur’an-ı Kerim’de yer alan pek çok ayette Yüce Allah bize nasıl dua edeceğimiz konusunda yol göstermiştir. Bunlardan bazıları şöyledir:
✔ “(Allah’ım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanların ve sapmışların yoluna değil.” (Fâtiha suresi, 5 – 7. ayetler.)
✔ “…Rabb’imiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru.” (Bakara suresi, 201. ayet.)
✔ “Ey Rabb’imiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma!… Ey Rabb’imiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlamızsın…” (Bakara suresi, 286. ayet.)
✔ “Rabb’im! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabb’imiz! Duamı kabul eyle. Rabb’imiz! Hesap görülecek günde, beni, ana – babamı ve inananları bağışla.” (İbrahim suresi, 40 – 41. ayetler.)
✔ “…Rabb’im! Gönlüme ferahlık ver. İşimi bana kolaylaştır.” (Tâ-hâ suresi, 25 -26. ayetler.)
✔ “…Ey Rabb’imiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O hâlde tövbe eden ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azabından koru.” (Mü’min suresi, 7. ayet.)
✔ “…Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, senin razı olacağın salih amel işlememi temin et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım.” (Ahkâf suresi, 15. ayet.)
Peygamberimiz de dua etmeye önem vermiş, sık sık dua etmiş, bizlere de dua etmeyi öğütlemiştir. Onun örnek alacağımız birçok güzel duası vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:
✔ “Allah’ım! Bana helal rızık ver. Beni haramlardan koru. Beni senden başkasına muhtaç etme.” (Tirmizi, Daavât, 11.)
✔ “Allah’ım! Cimrilikten, korkaklıktan, tembellikten ve kötülüklerden sana sığınırım.” (Sahihi Buhari Muhtasarı Tecridi Sarih ve Tercümesi C 3, s. 69.)
✔ Allah’ım! Senden faydalı bilgi, temiz rızık ve kabul edilmiş bir ibadet dilerim.” (İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, C 17, s. 32.)
✔ “Allah’ım! Yaradışılımı güzel yaptığın gibi ahlakımı da güzelleştir.” (Seçme Hadisler, s.10.)
✔ “Allah’ım! Beni doğru yola ilet ve bütün işlerimde başarılı kıl” (Muhyiddin Nevevi, Riyâzü’s- Salihin, C 3, s.69.)
Kültürümüzden Dua Örnekleri nelerdir?
Hangi zamanlarda topluca dua edilmektedir?
Günlük hayat içerisinde, karşılaştığımız çeşitli durumlar için sık sık dua ederiz. Yemeğe başlamadan önce “Bismillâhirrahmânirrahim”, yemekten sonra “Elhamdülillah”, hastalara “Allah acil şifalar versin.”, evlenene “Allah mesut etsin.”, sıkıntıda olana “Allah yardımcın olsun.”, diyerek dua etmek âdet haline gelmiştir.
En sık yaptığımız yemek dualarından biri şöyledir: “Bizleri yediren, içiren, yaşatan ve Müslümanlardan eyleyen Yüce Rabb’imize şükürler olsun. Nimeti celilullah bereketi Halilullah, şefaat Ya Resûlallah! Soframıza bereket, yiyenlere afiyet, vücudumuza sıhhat, geçmişlerimize rahmet, kalanlarımıza selamet nasip et. Bizlere dünya da ahirette de güzellikler ihsan et. Şüphesiz sen dualara karşılık verensin. Bizim de dualarımızı kabul et. Velhamdülillahi Rabbil âlemin…”
Kültürümüzün bir ögesi olan Alevi-Bektaşi geleneğinde de duanın önemli yeri vardır. Örneğin yemeklerden önce genellikle şu dua okunur: “Bismi Şah, Allah Allah diyelim, kadim billah diyelim, geldi Hak, destur ya Şah diyelim, Hak versin biz yiyelim. Gerçeğe huu!… diyelim.”
Alevi-Bektaşi geleneğinde sık yapılan yemek dualarından bir diğeri şöyledir: “Bismi Şah, Allah Allah! Elhamdülillah, nimeti celilullah, bereketi Halilullah, şefaat senden Ya Resûlallah! Hak erenler yedirip içirenin, pişirip kotaranın dilde dileklerini, gönülde muratlarını versin. Lokma sahiplerinin lokmaları kabul, muratları hasıl olsun Hak, hane sahiplerinin hanelerine Halil İbrahim bereketi versin. Lokmalar yiyenlere helal, yedirenlere delil olsun. Gerçeğe huu!” Bu duadan sonra sofrada bulunanlar da duanın kabulü için “Allah Allah!” derler.
Bunları yapmayın ben bir öğretmenim,çocuklar buradan yaparlarsa ödevlerini ,biz öğretmenlerin ödev vermesine gerek yok. Akıllı tahtadan açıp okuduruz.
acaba sew oldunuz mu?
Teşekkürler Gamze hanım :)
Harika bir şiir kaleminize Maaşallah
Teşekkürler :))