Doğruluk ve dürüstlük

Dürüstlük nedir?

Doğruluk ve dürüstlük

Doğruluk ve dürüstlük nedir? Doğruluk ve dürüstlük ne demektir? Doğruluk ve dürüstlük hangi anlama gelmektedir?

Doğruluk kavramından ne anlıyoruz?

Ayet ve hadislerle İslam’ın doğruluğa ve dürüstlüğe verdiği önem

Doğruluk yalancılığın zıddıdır. Dürüstlük, sözde ve davranışlarda din, ahlak ve toplumun öngördüğü ilkelere uygun davranma, özü-sözü bir olma halini ifade eder.

Doğruluk ve dürüstlük, gerçeğe ve kurala, akla ve mantığa uygun; tam, eksiksiz, istenildiği gibi, kusursuz, yanlışsız, hilesiz; eğri, çarpık ve yalan olmayan; her türlü kötülükten uzak; yasa, yöntem ve ahlaka bağlı olmak demektir.

İnsanın sahip olması gereken en önemli özelliklerin başında doğruluk ve dürüstlük gelir. İnsan her zaman dürüst olmalı ve bu çizgiden ayrılmamalıdır. Doğru ve dürüst insanlar, yaşamlarında mutlu olurlar, hayatlarında güzel şeyler elde ederler ve kötü bir durumla karşı karşıya kalmazlar.

Doğru ve dürüst insan her zaman verdiği sözün arkasında duran, kimseye yalan söylemeyen, hatalarını kabul eden ve yaşadıklarından dersler çıkaran, insanlara karşı saygılı olan kimsedir.

Doğru ve dürüst insanlar çevrelerine her zaman faydalı davranışlar sergiledikleri için diğer insanlardan da fayda görürler ve herkesçe sevilirler.

Doğruluk ve dürüstlük insana bir şey kaybettirmez, çok şey kazandırır. Bu nedenle her zaman doğruluk ve dürüstlükten yana olmalıyız.

Hz. Peygamber, kendisinden güzel bir nasihat isteyen kişiye, “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol” (Müslim, “Îmân”, 13) buyurmuştur.

Doğruluk ve dürüstlüğün böylesine önemli olması, kişinin kendi şahsına karşı tutumundan başlamak üzere, ilişkili bulunduğu bütün kişilere ve çevrelere karşı her türlü tutum ve davranışlarını ilgilendiren, ticarî faaliyetlerden kamu görevlerine kadar hayatın bütün alanlarında ve bütün mesleklerde aranan bir erdem olmasından ileri gelir.

Dürüstlükle uyuşmayan, dolayısıyla kişi onurunu aşındıran kötülüklerin başında yalan gelir. Kur’an ve hadislere göre yalan bir münafıklık alâmetidir.

Hz. Peygamber, “Size doğru olmanızı emrederim. Çünkü doğruluk iyi olmaya, iyilik de cennete götürür. İnsan doğrulukta sebat ederek nihayet Allah katında ‘sıddîk’ diye yazılır. Sizi yalan söylemekten de menederim. Çünkü yalan kötülük işlemeye, kötülük de cehenneme götürür. İnsan yalan söyleye söyleye sonunda Allah katında ‘kezzâb’ diye yazılır” (Buhârî, “Edeb”, 69; Müslim, “Birr”, 102-105) buyurmuştur.

Riyâ ve dalkavukluk gibi davranışlar da doğruluk ve dürüstlüğe aykırı, Kur’an’ın aziz saydığı (el-Münâfikun 63/8) müminin onurunu zedeleyen, dolayısıyla kişinin kendisini özenle koruması gereken kötülüklerdir. Çünkü dalkavukların ve riyakârların en büyük sermayeleri yalandır. Onların asılsız veya abartılı, böyle olduğu için de dürüstlükle bağdaşmayan övgüleri hem kendi kişiliklerini lekelemekte hem de övülen kişilerin boş ve temelsiz bir gurura kapılarak kusurlarını görmelerine engel olmaktadır. Bu yüzden Hz. Peygamber, bu kişileri insanların en kötüleri arasında saymış (Buhârî, “Edeb”, 52; Müslim, “Birr”, 100); “Dalkavuklarla karşılaştığınızda yüzlerine toprak savurun!” (Müslim, “Zühd”, 14) buyurarak onlara yüz verilmemesini öğütlemiştir.

Sevgili Peygamberimiz hadislerinde doğruluğu sürekli vurgulamış, “Şüpheli işi bırakıp şüphesiz işe sarıl, çünkü doğru olan şey gönlü yatıştırır, yalan onu kuşkulandırır.” buyurarak, bizlerin doğru kimseler olmasını istemiştir.

“Rabbimiz Allah’tır deyip sonra dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” (Ahkaf 13)

“Ey İman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.” (Tevbe 119)

“Seninle beraber tövbe edenlerle birlikte, size emredildiği gibi dosdoğru olun ve aşırıya gitmeyin” (Hud 112)

“Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle onlar için acıklı bir azap vardır.” (Bakara 10)

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir